//-->

Λctual Blog

Değerli Türk Milleti

Değerli Türk Milleti
Değerli derken, devlet büyüklerinin her mitinginde söylediği "Değerli Türk Milletiii.." lafı değil bu. Gerçekten değerli Türk milleti. Zeki Türk milleti. Ancak kandırılan Türk milleti. Öyleki yıllardır İngiltere'nin bulduğu futbolun ata sporumuz olduğundan bile habersiziz. Oysa 19. Yüzyılda İngilterenin kendi topraklarından dünyaya yaydıklarını iddia ettiği futbol, 17.Yüzyılda Evliya Çelebinin Seyahatnamesine Orta Asyalardan konu olmuştur. Türklerin bu bölgede "depik" adında bir oyun oynadığını söyler ve bildiğimiz gibi futbolu anlatır. Daha eskiye gidecek olursak Mısır hiyeroglafik eserlerinde ayaklarıyla topa vuran insan figürleri çizmişlerdir ve bunun futbolla bağlantısı olabileceğini söylerler. Bundan emin olmasakta, Evliya Çelebi'nin Seyehatname'sinde yazanlardan yüzde yüz eminiz. Futbol bizimdir! 

Yemek kültüründe bile bu böyle, hep zayıf göstermişiz kendimi. Ama inanın bu konuda inanılmaz derecede iyiyiz, bunu şuanda burada anlatmıyorum. Bir kaç araştırma yapıp, yemek kültürümüzle ilgili çok daha geniş bir yazı yazacağım. Bir kaç fikir daha var kafamda, ses getirecek fikirler. Kapılarımızı sonuna kadar açalım..

Ama benim en çok algılayamadığım olay. Mimari arkadaşlar. Binlerce yıllık asma kemerlerden, oymalı taşlardan, han kapılarından vazgeç betonerme fransız usulü binalar milyonlarca lira bas, sermayeside yurt dışına kalsın.. Olacak iş değil. Türk mimarlarının çöküş yaşadığı yıllar oldu resmen 20. yüzyılın başları. Bununla ilgili belgeseller var, içler acısı. Verilen mücadeleleri, mimariyi ayakta tutmak için dile getirilen isyan dolu sözler, savaşlar.. İnsanın yüreğini burkuyor. Beyoğlunda ki 20.yüzyıl başlarında yapılan binalara bir bakın, birde şimdi yapılanlara. Ne demek istediğimi anlarsınız. Bu çok ama çok büyük bir kayıp. 




Alıntı

“Bize özgü olan en büyük iki zenginliğimiz Türkçemiz ve mimarimiz. Osmanlıca değil ama Türkçe. Dilimiz tam bir şaheser. Türkler göçebe bir toplum olmasına rağmen dillerini korumayı başarmışlar. Akıl almaz bir şey. 11. yüzyılda gayet gelişmiş bir Türkçe var. Mimarimiz de öyle; çok sade ama gayet modern. Biraz ilkel ama çok insancıl, büyük bir matematik dehasına dayalı, dahası özgün. İran’da, Mısır’da, Çin’de; başka bir yerde yok. Buraya özgü. Şimdikiler değil tabii. Şimdikiler sadece para kazanmaya çalışıyorlar ne yazık ki!” -Doğan Kuban

Yerine gelen binaları mimariyi görün, durumun kararını siz verin. Sahip çıkın, çıkalım. Konuşalım, duyuralım. Belki çevrenizde ediceğiniz bir kaç kelam, ömrü boyunca onu esir alır. Belki bir gün içlerinden bir tanesi, bu fikirleri çığ gibi büyütür. Yorulmayalım arkadaşlar. Anlatmaktan yorulmayalım. Yorulmayalım ki kaybetmeyelim.. 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol