Yahudilik ve Mosad
Yahudilik ve Mosad ile ilgili bir kaç notSon 20 yıldır Türkiye yazarları ve gençleri gözlerini açmakta, neyseki artık bazı şeyleri görüyorlar. Neticede ne demişler, geçmişini bilmeyen geleceğini göremez. Bu yazıyı yazarken çok düşündüm, acaba okurları rahatsız eder mi diye. Sonra sonra cesaretimi topladım elbet, artık 80lerde yaşamıyoruz ki.. Fikre saygısı olmayının, zikri zehir olurmuş. Konulara değinelim şimdi bir bir..
Yahudilik Neder ne yapar?
Öncelikle şundan bahsedelim. Yahudilik dini aslında şuan yaşanılanlarla alakası olmayan bir dindir ki bunun nedeni Kudüs zamanında devlet büyüklerinin gücü eli geçirmek adına din adamlarını kullanmasıdır. Aynı Avrupa'nın karanlık çağda yaşadıkları gibi.. Öyleki Recep Tayyip Erdoğanında dediği gibi, tevrat derki;
Gördüğünüz gibi tevrat gayet iyiliğe yönlendiren, ahlaka yüz çevirten bir dini ideolojide, fikirde. Peki ya şimdi ki durum ne kısaca onuda özetleyelim..
Şuan Yahudilere göre Yahudi olmayan herkes 'hayvan' muamelesi görmekte. Onların haricinde herkes onlar için yaratılmış, onlara hizmet için var olmuşlardır. Hatta şöyle bir şey var ki, ibadetlerini insanları öldürerek yapıyorlar.. Şaka değil arkadaşlar, gerçek..
Mossad ve Yahudi ilişkisi
Ne ilişkisi olacak arkadaş, İsrail istihbarat örgütüdür Mosad. Yahudiler kurmuştur yani.. Yahudilik hizmeti için. CIA ilede ortak sayılırlar. Dünyanın en büyükleridir, uçan sinekten haberleri olur. Yalnız sadece bununla kalsa. Ajanlarından bayanlardan hamile kalanları, istihbarat edinmek istedikleri ülkede doğurtturup, yeni doğan çift vatandaşlığı olan evlatlarınıda ajan olarak yetiştiriyorlar. Dolayısıyla yeni nesil ajan, elini kolunu sallaya sallaya bizim ülkemizede, başka ülkelerede ellerini kollarını sallayarak girebiliyor. Bunun gibi daha ne taktikleri var yahu aklınız durur. Konuyla ilgili önerebileceğim bir kitap olarak: "Muhammet Kutlu-Mossad"
Çeşitli ülkelerde izledikleri tek politika var, ASKERİ GÜCÜ ELE GEÇİRMEK.
Bunu İtalyada, Yunanistanda, Irakta, TÜRKİYEDE ! Heryerde yaptılar. Az önce önerdiğim kitapta kanıtlarıyla daha geniş, ayrıntılı olarak anlatılıyor bu eli geçirme süreci. Ancak ben size bir kaç madde ile şu şekilde özetleyebilirim;
- Ajanlarını çeşitli yollarla ülkeye sokarlar. Vatandaşlık kazanır, kimlik değiştirirler. Bekleme döneminde misyonerlik yaparlar.
- İstihbarat teşkilatları çoğu ülkede olduğu gibi Amerika desteklidir ve bu yolla istihbarat devletini yoksa ekonomik yardımı yapıyormuşcasına göz boyayarak kurar ve adamlarını yerleştirir.
- Yetiştirdikleri adamları teşkilata sokarlar. Askeri alanda adam yetiştir, burayı ele geçirirler ve gelecekte yapılacak eylemler için alt yapı hazırlarlar.
- Basını ele geçirirler. Hükümet karşıtı haberler ile halka karşı algı operasyonu kurarlar. Kur ki yerine gelecek milliyetçi partiyi, yada gurubu alkışlasınlar.
- Dolayısıyla bunları yaparken, partileride kurulmuş olur yada destekçi birilerini bulup kendi adaylarını çıkartırlar.
Bunun için hala delil arayan arkadaşlar varsa, teknoloji artık çok gelişti, darbeleri teker teker araştırıp inceleyebilirler. Yalnız önerim, kaynak gösterilmeyen hiç bir yazıya itimat etmemeleri gerekir.
Bununla ilgili korkunç bir söylem daha getiriyorum sizlere. İnanmak size kalmış, araştırıp görmek size kalmış, saygıda size kalmış be dostlar.. Görelim bakalım ne gösteriyormuşum.

12 Aile Nedir?
Dünya ekonomisini ele geçirmek, sermayeyi yönetmek, aslında amaçları arasında demokrasi kelimesininde geçtiği tehlikeli, çok tehlikeli bir kuruluş. Tarihsel olarak anlatılacak bir şey yok, çünkü 1920lere doğru kuruldular. Yani bilenen bu, geçmişleri elbette var. Amaçları kısaca şu şekilde;
Birinci amacı: Anglosakson sermayesinin dünya egemenliğini askeri güce dayalı olarak sürdürmek.
İkinci amacı: Dünyanın halklarla değil 'elit'lerce yönetilmesi. (Brezeznski buna jet çağı elitleri tanımlamasını kullanıyor) Üçüncü amacı: Ulus devletlerin ortadan kaldırılması.
Dördüncü amacı: Özgürlükçü demokrasinin hakim kılınması (Burada kastedilen özgürlükçü demokrasi sahte bir demokrasiden başka bir şey değildi. CFR artık bir ülkeyi işgalinde tank top değil bu sihirli sözcüğü kullanacaktı. Demokrasi!)
CFR'nin 4 amacı olduğu gibi 4 tip de üyesi bulunuyordu. Birinci grup üyeler, merkez üyeler. Bu üyeler tüm kararları alıp uygulayan üyelerdi. İkinci grup üyeler ise Trileteral ve Bilderberg üyeleri arasından seçiliyorlardı. Üçüncü grup Kuzey Amerika, Kuzey Avrupa ve Japonya'dan seçilen üyelerden oluşuyordu. Son grup ise daha çok Türkiye, Yunanistan gibi ülkelerin yanı sıra İskandinav ülkelerinden seçilen üyelerden oluştu.
Çağımızın sihirli sözü DEMOKRASİ
Evet sihirli sözcük 'demokrasi'... Ama nasıl bir demokrasi? Geri bıraktırılmış cehalete boğulmuş ve yoksulluğa gömülmüş bir halka sunulacak demokrasi ancak elitlere hizmet eden bir sistem olacaktı. (Bugün Türkiye'de de yaşadığımız kısmen bu değil mi? Liderin karizmasına veya yürüyüşüne bakarak oy veren bir seçmen profilimiz yok mu?) Yani dünya da hangi siyasal düzen hakim olursa olsun, bu mutlak ve mutlak 'elit'lerin sermayesine hizmet edecekti. Kimi zaman kaos yaratılacak kimi zaman ayaklanmalar tezgahlanacak ama bütün bunlar elitlerin küresel sermayesine katkıdan başka bir şey sunmayacaktı. CFR'nin cephe örgütleri ve üye tipolojisi CFR'nİn iki alt örgütlenmesi daha vardı. Trileteral ve Bilderberg Konseyi. Bu iki teşkilatta CFR'nin adeta cephe örgütlenmesiydi.